Filistin'de Fitnecilerin Korkulu Rüyası Dr.İbrahim Hammami ile Röportaj
Filistin Meselesi hakkında en cesur kalemlerden biri olan yorumcu yazar Dr. İbrahim Hammami, Özerk Yönetim içerisinde “Oslo Akımı” diye bilinen müsteşarların skandallarını korkusuzca gündeme getiren en önemli şahsiyetlerden biridir.
Filistin Enformasyon Merkezi olarak daha önce Özerk Yönetim Ulusal Güvenlik Danışmanı Muhammed Dahlan’ın kendisine yönelik İngiltere mahkemelerinde açtığı bir dava ile ilgili bir haber yayınlamıştık. Kendisi halen İngiltere’de yaşamaktadır.
Bu söyleşimizde yazar İbrahim Hammami’ye, Batı Şeria ve Gazze’de gelişen son olaylarla ilgili soruları yönelterek, Filistin’de gidişatın seyrine yönelik beklentilerini almaya çalıştık.
Yine bu söyleşimiz, Filistin sorunu için önemli olduğunu düşündüğümüz, el-Fetih hareketi, Özerk Yönetim Başkanı Mahmut Abbas ve darbeci güçlerin skandalları ve bugün yeniden bu birime yüklenen misyonu içermektedir.
Geçtiğimiz Haziran ayında Gazze’de yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dr.İbrahim Hammami: Bu olay aslında gecikmiş bir operasyondur. Fesadın sona erdirilip bozguncuların reisleri kaçtıktan sonra Gazze’de emniyet, huzur ve güven yeniden hâkim oldu.
Gazze’deki yeni durum bir daha asla bırakmamız mümkün olmayan bir düzenleme ve dengedir. Filistin meselesi gerçek mecrasına dönmüştür. Oslo çetesinin giriştiği bütün skandallar ve rezillikler halkın gözü önündedir.
Gazze’yi açlığa mahkûm ederken Batı Şeria’yı iyileştirmeye yönelik politikalar hakkında ne dersiniz?
Hammami: Hamas’ın, Gazze’de yaptıklarına karşılık Abbas’ın Batı Şeria’da yaptığı düzenleme boş bir hayaldir. Bu düzenlemenin esası, işgalcilerin kendilerine peş peşe indirdikleri şamarlardan ibarettir. İşte bakın Olmert, Abbas’la yaptığı son görüşmede Batı Şeria’nın şehirlerine yönelik saldırılarını durdurma talebini reddetti ve serbest bıraktığı 250 Filistinliden sonra 300 Filistinliyi tutukladı. İşgalcilerin istek ve şartları bitmez. Önümüzdeki günlerde bir iyileşme olmayacağını ve bu durumun teslimiyeti dayatmak ve bir takım haklardan ferağat ettirmek için atılmış lokma olduğunu gösterecektir.
Filistin sorununu çıkmaza sokma çabaları sonrasında sürecin ne yönde gelişeceğini düşünüyorsunuz?
Hammami: Bir buçuk sene zarfında Oslo’cular, Filistin’in Demokratikleşme deneyiminin nasıl engellendiğini, seçim sonuçlarının nasıl kuşatıldığını, yetkileri kimin aldığını, FKÖ’nün referanslarını ve mali yardımları engelleyerek ne tür entrikalar yapıldığını tecrübe etmiştir.
Bundan sonraki baskıların öncekinden daha fazla olacağına inanmıyorum. Bu girişimler başarısızlıkla sonuçlanacaktır.
Bugün Filistin’in tek temsilcisi konumunda olan el-Fetih hakkında özellikle de Gazze ve Rammallah’da çizilen son zikzaklar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hammami: el-Fetih Hareketi, köklü bir harekettir ve onlarca yıldan beri Filistin mücadelesine önderlik etmiştir. Ancak üzülerek belirteyim ki bugün Oslo çetesi tarafından ele geçirilmiş ve asıl mecrasından uzaklaştırılarak ismi bile değiştirilmiştir.
Özerk Yönetim Başkanı Mahmut Abbas’ın, hem Arap dünyasını hem de Filistin’de tenkit edilen yeni tutumu hakkında ne dersiniz? Abbas-Olmert işbirliğinin olgunlaştığı söyleniyor, sizce bu doğru mu? Biz gerçekten keskin bir dönüşümle mi karşı karşıyayız?
Hammami: Keskin bir değişim sürecinde olduğumuzu düşünmüyorum. Mahmut Abbas direnişin bütün biçimlerine karşı. Kendisine işgalciler tarafından atılan her şeye inanıyor. Oslo anlaşmasındaki açık başarısızlığının ortaya çıkmasını istemiyor. Abbas’ın, ahlaki değerleri hiçe sayarak akl-ı selime meydan okuması yönündeki tavır değişikliği hususunda size katılıyorum. Onun Filistin Merkez Meclisi’nde yaptığı konuşma, geldiği çöküş noktasını çok güzel göstermektedir. Bu konuşma siyonistlerle ortak hareket ederek Filistin halkına olan düşmanca tavrını göstermesi bakımından önemlidir.
Filistin ulusal programı, Abbas’ın çevresindekilerin basın açıklamalarında dikkat çekmek istedikleri bir slogan olarak kullanılıyor. Gerçekten ortada bir proje var mı ve bununla ne kastediliyor sizce?
Hammami: Onlar hangi projeden bahsediyorlar? Bu proje hakkında ne mi düşünüyorlar?
Kendilerini işgal güçlerinin iradelerine teslim etmekten başka bir mücadele göremiyorum. Bazen iki devletli çözümden bahsediyorlar! 1967 yılında işgal edilen topraklardan geriye ne kaldı? Kudüs, bütün hesapların dışında tutuluyor. Yeni yerleşim bölgeleri ve Batı Şeria’nın yarıdan çoğunu içine alan tecrit duvarı, bunlar Batı Şeria’nın yüzölçümünün yarısından fazlasını kaplıyor zaten. Proje dedikleri şey kendi çıkarları, kendilerine verilen ayrıcalıklar. Bundan başka bir şey değil..
Emniyet Teşkilatının gizli belgelerinin çıkmasıyla ortaya çıkan skandalların yayınlanması hakkında sizin görüşleriniz nelerdir? Bundan sonra başka belgeler ortaya çıkar mı sizce? Ele geçiren belgelerin içerikleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hammami: Bu belgelerin tamamı yayınlanmadan belgeler üzerine konuşmanın bir değeri olmaz. Ben bu belgelerin yayınlanması için münasip vaktin beklenmesini kabul etmiyorum. Bu yapılan fecaatlerin bilinmesi için bu günden daha münasip bir vakit yoktur. Yetkililere çağrıda bulunuyorum bu belgeleri yarına bile bırakmadan bugün yayınlasınlar.
Bu çerçevede, Özerk Yönetim Başkanı rahmetli Yasir Arafat’ın şüpheli ölümü ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Hammami: “Arafatın Suikastı” isimli kitapta Yasir Arafat’ın ölümü ile ilgili geniş bilgiler aktardım. Geçmişi hatırlarsak el-Fetih Hareketinden, vefatla ilgili soruşturmayı reddedenler bu gün Gazze’de ortaya çıkanlar hakkında timsah gözyaşı dökmektedir. Bana göre bu işe karışanlar hakkında soruşturma açmanın vakti gelmiştir ve bu milli bir görev addedilmelidir.
Siz el-Fetih yetkilisi Muhammed Dahlan’a verilen rol ve hatta roller hakkında uyarıcı yazılar yazanlar birisisiniz. Bütün bu olanlarda sonra Dahlan’ın dosyası nerelere uzanır dersiniz?
Hammami: Dahlan’ın devrinin bittiğine inanmıyorum. Yeni bir role hazırlık için ortalıktan uzaklaştı. Kesinlikle belirteyim ki Gazze’de ki oluşturduğu kale çökmüştür. Batı Şeria’da da sevilen birisi değil. Dahlan’ın yapmış olduğu şüpheli işler hakkındaki uyarılarım da bitmiş değil. Dahlan’ın ve onunla beraber hareket eden Oslo çetesinin bundan sonraki faaliyetlerin izlenmesi zorunludur.
Hakkınızda Dahlan’ın açtığı dava hakkında nasıl bir tutum izleyeceksiniz?
Hammami: Bu dava Oslo anlaşması bağlamında yeni bir girişimdir. Daha önce de belirttiğim gibi bu hususta hazırlıklarım tamdır. Geçmişte bütün hatırlattıklarım tarihleri ile beraber bugün için bir belge niteliğindedir. Komplocular hiçbir zaman gerçekleri susturamayacak ve ifade özgürlüğüne engel koyamayacaktır.
Filistin Enformasyon Merkezi
Filistin Meselesi hakkında en cesur kalemlerden biri olan yorumcu yazar Dr. İbrahim Hammami, Özerk Yönetim içerisinde “Oslo Akımı” diye bilinen müsteşarların skandallarını korkusuzca gündeme getiren en önemli şahsiyetlerden biridir.
Filistin Enformasyon Merkezi olarak daha önce Özerk Yönetim Ulusal Güvenlik Danışmanı Muhammed Dahlan’ın kendisine yönelik İngiltere mahkemelerinde açtığı bir dava ile ilgili bir haber yayınlamıştık. Kendisi halen İngiltere’de yaşamaktadır.
Bu söyleşimizde yazar İbrahim Hammami’ye, Batı Şeria ve Gazze’de gelişen son olaylarla ilgili soruları yönelterek, Filistin’de gidişatın seyrine yönelik beklentilerini almaya çalıştık.
Yine bu söyleşimiz, Filistin sorunu için önemli olduğunu düşündüğümüz, el-Fetih hareketi, Özerk Yönetim Başkanı Mahmut Abbas ve darbeci güçlerin skandalları ve bugün yeniden bu birime yüklenen misyonu içermektedir.
Geçtiğimiz Haziran ayında Gazze’de yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dr.İbrahim Hammami: Bu olay aslında gecikmiş bir operasyondur. Fesadın sona erdirilip bozguncuların reisleri kaçtıktan sonra Gazze’de emniyet, huzur ve güven yeniden hâkim oldu.
Gazze’deki yeni durum bir daha asla bırakmamız mümkün olmayan bir düzenleme ve dengedir. Filistin meselesi gerçek mecrasına dönmüştür. Oslo çetesinin giriştiği bütün skandallar ve rezillikler halkın gözü önündedir.
Gazze’yi açlığa mahkûm ederken Batı Şeria’yı iyileştirmeye yönelik politikalar hakkında ne dersiniz?
Hammami: Hamas’ın, Gazze’de yaptıklarına karşılık Abbas’ın Batı Şeria’da yaptığı düzenleme boş bir hayaldir. Bu düzenlemenin esası, işgalcilerin kendilerine peş peşe indirdikleri şamarlardan ibarettir. İşte bakın Olmert, Abbas’la yaptığı son görüşmede Batı Şeria’nın şehirlerine yönelik saldırılarını durdurma talebini reddetti ve serbest bıraktığı 250 Filistinliden sonra 300 Filistinliyi tutukladı. İşgalcilerin istek ve şartları bitmez. Önümüzdeki günlerde bir iyileşme olmayacağını ve bu durumun teslimiyeti dayatmak ve bir takım haklardan ferağat ettirmek için atılmış lokma olduğunu gösterecektir.
Filistin sorununu çıkmaza sokma çabaları sonrasında sürecin ne yönde gelişeceğini düşünüyorsunuz?
Hammami: Bir buçuk sene zarfında Oslo’cular, Filistin’in Demokratikleşme deneyiminin nasıl engellendiğini, seçim sonuçlarının nasıl kuşatıldığını, yetkileri kimin aldığını, FKÖ’nün referanslarını ve mali yardımları engelleyerek ne tür entrikalar yapıldığını tecrübe etmiştir.
Bundan sonraki baskıların öncekinden daha fazla olacağına inanmıyorum. Bu girişimler başarısızlıkla sonuçlanacaktır.
Bugün Filistin’in tek temsilcisi konumunda olan el-Fetih hakkında özellikle de Gazze ve Rammallah’da çizilen son zikzaklar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hammami: el-Fetih Hareketi, köklü bir harekettir ve onlarca yıldan beri Filistin mücadelesine önderlik etmiştir. Ancak üzülerek belirteyim ki bugün Oslo çetesi tarafından ele geçirilmiş ve asıl mecrasından uzaklaştırılarak ismi bile değiştirilmiştir.
Özerk Yönetim Başkanı Mahmut Abbas’ın, hem Arap dünyasını hem de Filistin’de tenkit edilen yeni tutumu hakkında ne dersiniz? Abbas-Olmert işbirliğinin olgunlaştığı söyleniyor, sizce bu doğru mu? Biz gerçekten keskin bir dönüşümle mi karşı karşıyayız?
Hammami: Keskin bir değişim sürecinde olduğumuzu düşünmüyorum. Mahmut Abbas direnişin bütün biçimlerine karşı. Kendisine işgalciler tarafından atılan her şeye inanıyor. Oslo anlaşmasındaki açık başarısızlığının ortaya çıkmasını istemiyor. Abbas’ın, ahlaki değerleri hiçe sayarak akl-ı selime meydan okuması yönündeki tavır değişikliği hususunda size katılıyorum. Onun Filistin Merkez Meclisi’nde yaptığı konuşma, geldiği çöküş noktasını çok güzel göstermektedir. Bu konuşma siyonistlerle ortak hareket ederek Filistin halkına olan düşmanca tavrını göstermesi bakımından önemlidir.
Filistin ulusal programı, Abbas’ın çevresindekilerin basın açıklamalarında dikkat çekmek istedikleri bir slogan olarak kullanılıyor. Gerçekten ortada bir proje var mı ve bununla ne kastediliyor sizce?
Hammami: Onlar hangi projeden bahsediyorlar? Bu proje hakkında ne mi düşünüyorlar?
Kendilerini işgal güçlerinin iradelerine teslim etmekten başka bir mücadele göremiyorum. Bazen iki devletli çözümden bahsediyorlar! 1967 yılında işgal edilen topraklardan geriye ne kaldı? Kudüs, bütün hesapların dışında tutuluyor. Yeni yerleşim bölgeleri ve Batı Şeria’nın yarıdan çoğunu içine alan tecrit duvarı, bunlar Batı Şeria’nın yüzölçümünün yarısından fazlasını kaplıyor zaten. Proje dedikleri şey kendi çıkarları, kendilerine verilen ayrıcalıklar. Bundan başka bir şey değil..
Emniyet Teşkilatının gizli belgelerinin çıkmasıyla ortaya çıkan skandalların yayınlanması hakkında sizin görüşleriniz nelerdir? Bundan sonra başka belgeler ortaya çıkar mı sizce? Ele geçiren belgelerin içerikleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hammami: Bu belgelerin tamamı yayınlanmadan belgeler üzerine konuşmanın bir değeri olmaz. Ben bu belgelerin yayınlanması için münasip vaktin beklenmesini kabul etmiyorum. Bu yapılan fecaatlerin bilinmesi için bu günden daha münasip bir vakit yoktur. Yetkililere çağrıda bulunuyorum bu belgeleri yarına bile bırakmadan bugün yayınlasınlar.
Bu çerçevede, Özerk Yönetim Başkanı rahmetli Yasir Arafat’ın şüpheli ölümü ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Hammami: “Arafatın Suikastı” isimli kitapta Yasir Arafat’ın ölümü ile ilgili geniş bilgiler aktardım. Geçmişi hatırlarsak el-Fetih Hareketinden, vefatla ilgili soruşturmayı reddedenler bu gün Gazze’de ortaya çıkanlar hakkında timsah gözyaşı dökmektedir. Bana göre bu işe karışanlar hakkında soruşturma açmanın vakti gelmiştir ve bu milli bir görev addedilmelidir.
Siz el-Fetih yetkilisi Muhammed Dahlan’a verilen rol ve hatta roller hakkında uyarıcı yazılar yazanlar birisisiniz. Bütün bu olanlarda sonra Dahlan’ın dosyası nerelere uzanır dersiniz?
Hammami: Dahlan’ın devrinin bittiğine inanmıyorum. Yeni bir role hazırlık için ortalıktan uzaklaştı. Kesinlikle belirteyim ki Gazze’de ki oluşturduğu kale çökmüştür. Batı Şeria’da da sevilen birisi değil. Dahlan’ın yapmış olduğu şüpheli işler hakkındaki uyarılarım da bitmiş değil. Dahlan’ın ve onunla beraber hareket eden Oslo çetesinin bundan sonraki faaliyetlerin izlenmesi zorunludur.
Hakkınızda Dahlan’ın açtığı dava hakkında nasıl bir tutum izleyeceksiniz?
Hammami: Bu dava Oslo anlaşması bağlamında yeni bir girişimdir. Daha önce de belirttiğim gibi bu hususta hazırlıklarım tamdır. Geçmişte bütün hatırlattıklarım tarihleri ile beraber bugün için bir belge niteliğindedir. Komplocular hiçbir zaman gerçekleri susturamayacak ve ifade özgürlüğüne engel koyamayacaktır.