شـبكة جنـين للـحوار

حياكم الله وبياكم واهلا وسهلا بكم في شبكتكم شبكة جنين للحوار ..

انضم إلى المنتدى ، فالأمر سريع وسهل

شـبكة جنـين للـحوار

حياكم الله وبياكم واهلا وسهلا بكم في شبكتكم شبكة جنين للحوار ..

شـبكة جنـين للـحوار

هل تريد التفاعل مع هذه المساهمة؟ كل ما عليك هو إنشاء حساب جديد ببضع خطوات أو تسجيل الدخول للمتابعة.
شـبكة جنـين للـحوار


    Filistinli Kadın Tutsaklar 1-2-3

    مـحمد أبو عـرة
    مـحمد أبو عـرة
    1
    1


    ذكر
    عدد الرسائل : 1256
    العمر : 38
    الأقامة : في المنفى...
    العمل : Technological techniques
    تاريخ التسجيل : 27/04/2007

    w Filistinli Kadın Tutsaklar 1-2-3

    مُساهمة من طرف مـحمد أبو عـرة الأربعاء أغسطس 08, 2007 12:50 am

    Filistinli Kadın Tutsaklar 1-2-3



    [ 07/08/2007 - 12:04 AM ]


    Filistinli Kadın Tutsaklar 1-2-3 Mainpage_linkler_2007_august_6_jihad-gefang_300_0



    Filistin Enformasyon Merkezi



    Filistinli Kadın Tutsaklar

    Siyonist işgal devletinin zindanlarında hâlen 115 bayan esir tutulmaktadır. Güneş ışığından ve temiz havadan mahrum bırakılan bu kadınlar dikenli tellerle çevrili zinde mekânlarda, dar odalarda, ciğerleri duvarları kaplayan rutubetin yaydığı kokuyla karışık kirli havayla dolmaktadır.
    Bayan esirlerin ailelerine yazdığı mektuplar veya daha önce o hayatı yaşadıktan sonra serbest bırakılmış hanımların verdiği bilgiler onların ne gibi şartlarda hayatlarını devam ettirdiklerini ortaya koyuyor. Zindan yönetimi bu tutsakların yaşadığı şartları sürekli daha ağırlaştırmak, haklarına tecavüz etmek ve kazanımlarını da ellerinden almak için ısrarlı davranıyor. Üstelik onları mahkûmlara verilecek yiyecek ve içecekler için şart koşulan asgari kalite ve miktarda yiyecek ve içecekten de mahrum ediyor.
    Nefha Tutsakların Haklarını Savunma Derneği’nin verdiği bilgilere göre kadın tutsaklar büyük haksızlıklara maruz kalıyorlar. Tutuklular için gerekli olan asgari haklardan mahrum bırakılıyorlar. Tek kişilik odalara kapatılıyor ve direniş konusunda eşleriyle irtibatları hakkında çok katı sorgulamalardan geçiriliyorlar. Yahut işgale karşı direnme veya işgalci askerleri bıçaklama suçlamasıyla insanlık dışı uygulamalara maruz bırakılıyorlar.
    Adı geçen derneğin verdiği bilgilere göre İsrail zindanlarının birçoğuna kadın tutsaklar getirildi ve kendilerine yıllarca devam eden insanlık dışı işkenceler yapıldı. Son aylarda zindanlarda tutulan kadın tutsak sayısı ise yüz on beş. Bunlardan bazıları idarî tutuklu olarak yani yargı önüne çıkarılmaksızın tutuluyorlar. İşgal devletinin hukuk sistemi, Filistinlilerin yargı önüne çıkarılmadan savcılık kararıyla altı ay süreyle idarî tutuklu olarak zindanda tutulmasına imkân veriyor. İlk altı ayın bitmesinden sonra savcılık bu süreyi bir altı ay daha uzatabiliyor. Yasalar bu uzatmaların tekrarlanmasına herhangi bir sınırlama getirmiyor. Dolayısıyla bazı tutsaklar hiç mahkeme önüne çıkarılmadan yıllarca idarî tutuklu sıfatıyla zindanda tutulabiliyorlar. Şu an zindanlarda tutulan bayan tutsakların birçoğu bu şekilde yargı önüne çıkarılmadan tutulan idarî tutuklulardan oluşuyor.
    Bayan tutukluların bazıları daha yükümlülük yaşına gelmemiş çocuklardan oluşuyor. Bazıları da dışarıda onları bekleyen küçük çocuklara sahip anneler. Bazıları ise henüz emzirme çağında bebeklere sahip olmaları sebebiyle zindanda çocuklarıyla birlikte rehin tutuluyorlar.

    İşgal devleti henüz yükümlülük çağına gelmemiş kız çocukları tutuklamak için askerî hallerle ilgili yasalardan yararlanıyor. Çünkü bu yasalar çocuk yaştaki Filistinli kızların tutuklanmasına ve kendilerine birtakım suçlamalarda bulunulmasına izin veriyor. İşgal devletinin bu çocukları tutuklamada iki önemli amacı oluyor. Birincisi: İleride işgale karşı direnişe destek verebileceklerin mücadele azimlerini kırmak, onları korkak ve çekingen yapmaya çalışmak. İkincisi: Onlar vasıtasıyla ailelerine baskı yapmak, özellikle de arananları gelip teslim olmaya zorlamak.
    İşgal devleti, tutsak bayanların ailelerine daha fazla baskı yapmak ve Filistin toplumunun sıkıntılarını derinleştirmek amacıyla birçok kadın tutsağın aile fertleri ve yakınları tarafından ziyaret edilmelerini engelliyor. Çok basit ve tutarsız gerekçeler ileri sürerek yakınlarının söz konusu tutsak bayanları ziyaret etmelerine imkân sağlayacak izin belgeleri çıkarmayı reddediyor.
    Ziyaret gerçekleştirilse bile ziyaretçiyle tutsağın birbirini görmesini engellemek amacıyla görüşme buzlu cam arkasından gerçekleştiriliyor ve karşılıklı görüşme mikrofon - kulaklık vasıtasıyla yaptırılıyor. Zindandaki bir anneye çocuğu getirildiğinde onu kucaklamaktan ve öpmekten mahrum bırakıldığı zaman bu onun daha çok içine oturuyor ve psikolojik eziyet çekmesine sebep oluyor.
    Tutsak bayanlara en büyük işkence ise çırılçıplak aramaya tabi tutulmaları olmaktadır. Ayrıca zindana sokulurken bazen zorunlu giyim eşyalarını ve ihtiyaç maddelerini yanlarına almalarına izin verilmiyor.
    Sorgulama esnasında, kadınlara yönelik katı ve insanlık dışı tutum erkeklere yönelik tutumdan hiç geri kalmıyor. Dışarıyla irtibatları tamamen kesiliyor. Sorgulama süresi bitinceye kadar avukatlarıyla görüşmelerine izin verilmiyor. Tabii sadece bununla kalınmayıp gerek bedensel gerekse psikolojik çeşitli işkenceler yapılıyor. Çeşitli iğrenç tehditlerde bulunuluyor.
    Hapse sokulduklarında iki veya dört kişilik dar hücrelere konuyorlar. Buralarda bütün hizmetlerden yoksun bir şekilde, hücrelerinin camları kapatılmış olarak son derece kötü şartlarda bekletiliyorlar. Bütün gün boyunca sadece iki saat dışarı çıkmalarına izin veriliyor. Kendilerine tadı tuzu olmayan son derece berbat yemekler veriliyor. Bu yemekler, hiçbir şeyin ölçüsünü bilmeyen, yağ, su ve sebzeleri birbirine karıştırmanın ötesinde yemek pişirmekle ilgili herhangi bir bilgisi olmayan sivil görevlilere hazırlatılıyor. Yemekler hakkındaki bu şikâyetler tüm kadın tutsaklar tarafından dile getiriliyor.
    Temizlik maddelerini bulmak çoğu zaman mümkün olmuyor. Bazen kantinler uzun süre açılmadığından temizlik maddelerini bulmak mümkün olmuyor ve temizlik maddelerini bulamamaktan dolayı tutsakların sağlık durumları bozulabiliyor. Gazetelerin girmesi ise ancak yayınlanmasından bir hafta sonra mümkün olabiliyor.

    İşgal devleti dünyada işkenceyi yasallaştıran tek devlettir. Fakat bu yasallaştırma işkencenin Filistinlilere uygulanması konusundadır. İşgal devletinin işkenceyi yasallaştırmasından Filistinli kadın tutsaklar da paylarını almakta ve son derece iğrenç, insanlık dışı işkence uygulamalarına maruz kalmaktadırlar.
    Telmund hapishanesinde uzun süre tutulduktan sonra serbest bırakılan bazı kadın tutsakların verdiği bilgilere göre hapishane yönetimi sık sık kadınların hücrelerine baskınlar düzenleyerek oldukça katı muameleyle aramalar yapıyordu. Zaman zaman herhangi bir gerekçeye dayanmaksızın sırf eziyet amacıyla hücrelerini değiştiriyordu. Bu değiştirme ve arama esnasında tutsak kadınlara çirkin hakaretler ediliyor, aşağılama yapılıyordu.
    Batı Yaka’nın el-Halil şehrinden olan ve 20 Temmuz 2007 tarihinde serbest bırakılan Meysun Ebu İşe, el-Halil’de bir işgalci askeri bıçaklamaya kalkışma iddiasıyla Kudüs’teki el-Meskubiyye hapishanesinde çok kötü bir sorgulamaya tabi tutulduğunu dile getiriyor. Uzun süre sandalyede oturtulma, haftalarca tek kişilik hücrede bekletilme, tehdit ve hakaret adı geçen bayanın maruz kaldığı kötü muamelelerin bazıları.
    İşgalcilerin işkencelerine bir örnek olarak da Raviye Es’ad Musa’nın maruz kaldığı bazı muameleleri dile getirelim. 2003 yılında zindana atılan Râviye hanım hem istihbarat görevlileri hem de askerler tarafından kendisine muhtelif işkenceler yapıldığını, çirkin hakaretler edildiğini, zorla başörtüsünün açıldığını, onur kırıcı ve iğrenç küfürler edildiğini söylüyor.
    Bunlar sadece iki örnek. İşgal devleti zindanlarına konan tüm tutsak kadınlar bu ve benzeri kötü muamelelere, işkencelere, aşağılamalara maruz bırakılıyorlar.
    İşgal devleti 20 Temmuz tarihinde sadece beş kadın tutsağı serbest bıraktı. Fakat hâlen zindanlarda bekletilen 110 tutsak var ve bunların birçoğu haklarında herhangi bir mahkeme kararı verilmeksizin idarî tutuklu olarak bekletiliyorlar. Bu tutsak kadınlar sürekli aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleyle karşı karşıyalar. Dolayısıyla işgal güçlerinin bu hanımlar üzerindeki zulüm ve baskılarının sona ermesi için kendilerine birilerinin el uzatmasını, sorunlarıyla ilgilenilmesini bekliyorlar.
    Ama ne yazık ki, yine Filistinli tutsakların serbest bırakılmalarının sağlanması amacıyla esir edilen bir işgalci askerin kurtarılması için çağdaş güçlerin tümü seferber olurken bebekleriyle birlikte işgal güçleri tarafından İsrail zindanlarında rehin tutulan Filistinli annelerin serbest bırakılması için bile hiçbir girişimde bulunulmuyor.
    Bu bilgileri sizlere aktardıktan sonra, kadın tutsakların maruz kaldığı işkence ve insanlık dışı muamele hakkında, bizim de burada verdiğimiz bilgilere kaynak teşkil eden raporu hazırlayan en-Nefha İnsan Hakları Kurumu’nun başkanının 1 Ağustos Çarşamba gecesi evine baskın düzenlenerek vahşi bir metotla tutuklandığını hatırlatalım. Dünyanın ilgisiz kalması durumunda işgal devleti cüret kazanıyor ve Filistinlilerin kendi seslerini duyurmaya çalışmalarına fırsat vermemeye çalışıyor.

      الوقت/التاريخ الآن هو الخميس مايو 02, 2024 8:02 am